Dip kelime anlamıyla bir şeyin en altındaki bölüm olarak tanımlanır. Yaşam sürüp giderken dipler zaman zaman egemenliği eline geçirir. İşte o zaman nefes alınamaz, hareket edilemez, öleceğim sanılır, adeta felç olunur. Korkunç bir karabasan üstüne çöker ve seni yere serer.
Bu dipler neden gelir, neden çeker seni? Gündelik hayatı, işini sevmesen de, yerini sevmesen de, eşini/eşsizliğini sevmesen de, kendini sevmesen de bir şekilde bazen sürüklenerek devam ettirmektesindir. Sevmediğini değiştirmeye çalışmaktasın belki ama ya şimdi zamanı değildir, ya yeterince çaba sarfetmiyosundur, aslında konformistsindir bir yandan, diğer yandan da hiç zarar görmeden değiştireyim istiyosundur birşeyleri ama cin fikirli seni hiçbir şey zarar görmeden, fedakarlık etmeden değişmez. “Hayat devam ediyor” klişesiyle devam etmek zorundasındır; zaten “Devam etmek istemiyorum ben burada böylece duracağım” desen kaç yazar, kim dinler seni? Çok afedersin eşşek gibi -evet iki ş ile- kalkacaksın gideceksin tiksindiğin işine çalışacaksın ve içinde herşey darmadağınıkken, koparken, savrulurken masanı ve dosyalarını düzene koyup devem edeceksin devam devam devam...
Ama işte kopar bir yerde yığılır kalırsın, dip kocaman karanlık ağzını açıp yutar seni kalakalırsın. Şarabın birini içer diğerini bırakırsın, şişeleri dizersin, belki hızını alamaz kırarsın. Dip, dipler olur günler geceler geçer tükenmez bir türlü. Şaraplar acıyı dindirmez daha da büyütür, şarap ancak acıyı su yapar tüm gözeneklerinden ve gözlerinden dışarı atar.
Ne olursa olsun vahşi bir güzelliği de vardır oranın. Kendini bırakırsın acının kollarına, doyasıya. Kimse ve hiçbirşey yok orada. Kalırsın kalırsın kaldıkça görünmez ipler ellerini bağlar önce, yavaş yavaş tüm vücudunu sarar. Hem kurtulmak istersin, çabalarsın –zaten yapamazsın- hem istemezsin, bir vazgeçmişlik umusamazlık sarar. İşte bu nokta en tehlikeli andır ve iki ihtimal vardır. İlkinde son bir güç gelir, onunla hızla yukarı çıkarsın ve sonraki dibe kadar sürünmeye devam edersin. Diğeri ise herşeyi tamamen bırakmaktır ve artık dibin de dibi olmadığından ölümü çağırmaktır.
Ölüm de bir seçenektir, ama her zaman yanındadır zaten ölüm, kolkolasındır. Bir kez daha yukarı çıkmalı, hayata karışmalı bir kez daha. Belki bu sefer bu sefer bu sefer ...................................
Bu dipler neden gelir, neden çeker seni? Gündelik hayatı, işini sevmesen de, yerini sevmesen de, eşini/eşsizliğini sevmesen de, kendini sevmesen de bir şekilde bazen sürüklenerek devam ettirmektesindir. Sevmediğini değiştirmeye çalışmaktasın belki ama ya şimdi zamanı değildir, ya yeterince çaba sarfetmiyosundur, aslında konformistsindir bir yandan, diğer yandan da hiç zarar görmeden değiştireyim istiyosundur birşeyleri ama cin fikirli seni hiçbir şey zarar görmeden, fedakarlık etmeden değişmez. “Hayat devam ediyor” klişesiyle devam etmek zorundasındır; zaten “Devam etmek istemiyorum ben burada böylece duracağım” desen kaç yazar, kim dinler seni? Çok afedersin eşşek gibi -evet iki ş ile- kalkacaksın gideceksin tiksindiğin işine çalışacaksın ve içinde herşey darmadağınıkken, koparken, savrulurken masanı ve dosyalarını düzene koyup devem edeceksin devam devam devam...
Ama işte kopar bir yerde yığılır kalırsın, dip kocaman karanlık ağzını açıp yutar seni kalakalırsın. Şarabın birini içer diğerini bırakırsın, şişeleri dizersin, belki hızını alamaz kırarsın. Dip, dipler olur günler geceler geçer tükenmez bir türlü. Şaraplar acıyı dindirmez daha da büyütür, şarap ancak acıyı su yapar tüm gözeneklerinden ve gözlerinden dışarı atar.
Ne olursa olsun vahşi bir güzelliği de vardır oranın. Kendini bırakırsın acının kollarına, doyasıya. Kimse ve hiçbirşey yok orada. Kalırsın kalırsın kaldıkça görünmez ipler ellerini bağlar önce, yavaş yavaş tüm vücudunu sarar. Hem kurtulmak istersin, çabalarsın –zaten yapamazsın- hem istemezsin, bir vazgeçmişlik umusamazlık sarar. İşte bu nokta en tehlikeli andır ve iki ihtimal vardır. İlkinde son bir güç gelir, onunla hızla yukarı çıkarsın ve sonraki dibe kadar sürünmeye devam edersin. Diğeri ise herşeyi tamamen bırakmaktır ve artık dibin de dibi olmadığından ölümü çağırmaktır.
Ölüm de bir seçenektir, ama her zaman yanındadır zaten ölüm, kolkolasındır. Bir kez daha yukarı çıkmalı, hayata karışmalı bir kez daha. Belki bu sefer bu sefer bu sefer ...................................
1 yorum:
Yaşayacak gücün kalmamasıdır dip. Kaderin yalnızlıkmış gibi hissetmektir. Sanki yaşayabileceğin, payına düşen tüm mutlulukları tüketmişsin de, bundan sonrasında sana sadece boşluk ve acı kalmış gibi gelmesidir.. Bu duygunun boğazına çökmesi, yemek yedirtmemesi, uyku uyutmamasıdır. Hiç bir şeye konsantre olamamaktır.
Bazısı hiç bilmez "dip"i. Nasıl yaparlar bilmem. Bir sebep bulurlar, onu suçlar, ona kızar, rahatlarlar. İnsandan insana, bir aktiviteden diğerine koşar, kendilerinden ve dipten kaçar ve bence en güzelini yaparlar. Helal olsun valla.
Yorum Gönder